Asker Kocamı Beklerken

Asker Kocamı Beklerken

İki yıllık evli bir kadınım. Evlenirken eşim daha vatani görevini yapmamıştı. Okulunu bitirdikten sonra iş bulup çalıştı ve kısa dönem askerlik için on ay vatani görevi olan Diyarbakır’a gitti. Eşime doyamadan askere gitmişti. İş yerinde arkadaşlar,

– “Kız nasıl dayanıyorsun, yeni evlisin daha…” diye takılıyorlardı Geceleri gerçekten yalnızlık çekilmiyordu. Askere gideli bir ay olmuştu ama bir de bana sorun, sanki on yıl gibi gelmişti. Telefonlarla kendimizi avutuyorduk. Dağıtım iznine geldiğinde on gün izin aldım ve deliler gibi boş gecen zamanımı değerlendim. Eşim de memnundu bundan fakat

– “Arada bir de çıkalım, dolaşalım, arkadaşlara gidelim..” diyordu Bense sadece onu, onunla sevişmeyi istiyordum. Ve izin bitti. Ayrılık vakti gelmişti. Eşim gitti, ben de iş yerine döndüm. Arkadaşlar gene takılmaya başladılar,

– “Kız Pelin, on gün neler yaptın?” dediler.

Yüzüm gülüyordu ilk zamanlar… Ama aradan bir hafta geçti, yine aynı duruma düşmüştüm. Geceleri mastürbasyon yapıyor, eşimi arıyor, telefonda sevişiyorduk. Bazen iş yerinden arıyordum. Aradığım zamanlar onunla konuşurken elim istemeden bacak arama gidiyor, okşuyordum.

Patronum Hale hanım bu halimi fark etmiş olacak ki beni yanına çağırdı,

– “Pelincim, görüyorum moralin çok bozuk. Seni bir haftalığına Ege ve Akdenizde müşterilerimize yeni ürünlerimizi tanıtmak için gönderiyorum. Hem tatil de yapmış olursun.” dedi.

İlk olarak İzmir, oradan Muğla ve Antalya’ya gidecektim. Şirket uçak biletimi verdi, uçakla İzmir’e gittim. Otele yerleşip bir araba kiraladım. Müşterilerimiz olan bir kaç firmaya ziyarette bulunup yeni ürünlerimizi ve taleplerini almaya başladım.

İzmir gerçekten güzel bir şehirdi, hele erkekleri çok çapkın… Bütün gün şehri gezdim ve öğleden sonra işlerimi bitirdim. Hava çok sıcaktı ve hemen kendimi otele atıp bikinimi giydim. Aceleyle havuzun kenarına geldim ve kendimi sulara bıraktım. Hayatımda ilk defa tek seyahat etmenin zevkini yaşıyordum.

Gece olmuştu. Akşam yemeği için üstüme rahat şeyler giymiştim. Penye etek ve üstüme tişört… Havuzun kenarında bir masaya oturup yemek yemeye başlamıştım. Müzik çalıyor, herkes eğleniyordu. Çiftleri, sarmaş dolaş dans edişlerini görünce gene boşlukta hissettim kendimi…

Bir sigara yakıp içmeye başladım. Ben hayaller kurarken bugün ziyarette bulunduğum firmanın müdürü ve çalışanları geldi. Beni tek başıma otururken gören müdür Ekrem bey,

– Yalnızsınız Pelin hanım…“ dedi. “Buyrun bizim masamıza… Bu gece arkadaşlarla bir gece yapalım dedik, siz de katılın.” dedi.

Yalnız olmak daha iyiydi ama kıramadım, şirketin en iyi müşterilerinden biriydi. Daha o gün yüklü bir sipariş almıştım onlardan… Ekrem bey ve çalışanların masasına gittim ve neşeli bir muhabbete başladık.Ekrem bey 55 yaşlarında eşiyle beraber ve yanında bir kızı bir oğlu vardı.

Oğlu 25 yaşlarında oldukça yakışıklı biriydi. İsmi Erkan’dı. Slov müzik başlayınca beni dansa kaldırdı ve dans etmeye başladık.

– “Bugün hemen ayrılıp gittiniz Pelin hanım.. Yoksa size İzmir’in her yerini gezdirmek isterdim…”

– “Yarın Muğla’ya gideceğim için dinleneyim istedim.”

– “O zaman bu gece gezdireyim.” dedi. Ekrem bey de eşiyle yanımızda dans ediyordu. Oğlunun dediklerini duydux

– “Gezin Pelin hanım, buraya kadar gelmişken İzmir’in tadını çıkarın lütfen…” dedi.

Kabul etmek zorunda kaldım. Fena insanlara benzemiyorlardı. Otelden ayrılıp Erkan’ın arabasıyla gezmeye başladık. Erkan çok hoş, esprili ve konuşkan biriydi. Bornova, Alsancak, oradan Kordon boyu.. Derken gece onikiyi geçmişti.

– “Ben artık otelime döneyim, sana yük olmak istemiyorum” diyecek oldum, lafı ağzıma tıkadı,

– “Yoo, kesinlikle olmaz. Eğlence yeni başlıyor” dedi ve beni deniz kenarında, güzel bir eğlence mekanına getirdi. İçeri girdiğimizde herkes onu anıyordu ve arkadaş çevresi hepsi oradaydı. Çok güzel eğleniyorlardı.

Beraber dans etmeye başladık. Terden penye tişört vücuduma yapışmıştı. Dans ederken Erkan bana iyice yaklaşıyor, erkek kokusu beni deli ediyordu. Nefesini boynumda hissettiğim anlarda titriyordum. Eğlence doruğa vurduğu bir anda,

– “Hadi herkes denize…” dediler ve koşmaya başladılar.

Erkan elimi sıkı tutmuş beni koşturuyordu. Beni kucakladığı gibi üstümüzdeki giysilerle suya giriverdik. Gerçekten rahatlamıştım ama elbisem sırılsıklam olmuştu ve bütün vücut hatlarım meydana çıkmıştı. Suda yüzdük, şakalar yaptık ve bir süre sonra herkes dağılmaya başladı. Biz Erkan’la baş başa kaldık.

Her ne kadar kibar davransa da üzerime yapışan ince yazlık elbisemin meydana çıkardığı sütyenimden, göğüslerimden gözünü ayıramıyordu, fark ediyordum. Doğrusu Erkan da üzerindeki beyaz bol gömleğin açılan düğmelerinden görünen hafif tüylü geniş göğsü, üçgen omuzları, ışıkta parlayan kirli sakalıyla harika görünüyordu.

İçimde fırtınalar kopuyordu. Parmağımdaki alyansa baktım. Kocam… Evliliğim… Ne yapmalıydım ben şimdi… Haftalardır ayrıydım kocamdan… Onunla birlikteyken yaşadığım zevkleri, orgazmları, içime giren erkek organının verdiği şehveti… Öyle çok özlemiştim ki…

Bana hayranlıkla bakıp duran bu yakışıklıyı, yaşadığımız bu güzel anları bırakıp gidebilir miydim? İçimde gittikçe büyüyen, kasıklarımı yakan ateşi nasıl söndürecektim ki…? Denizin serinliği bile fayda etmiyordu yangına…

Yanıyordum… İstekle, arzuyla, şehvetle yanıyordum… Sonunda kararımı verdim. Her şeyi oluruna bırakacaktım. İş nereye varırsa varsın… Kendimi hiç bir şeyle kısıtlamayacaktım. Gülerek,

– “Bu vaziyette otele nasıl gideceğim?” dedim. O da güldü bana… Üstüm başım ıslak, kum içinde kalmıştı sahilde… Ama mutluydum. Güzel bir geceydi, deniz parıldıyor, gülüyor, konuşuyorduk. Sanki tüm dertlerimi unutmuştum o anda…

Hiç bir şeyi umursamıyordum. Eğlence yerinin ışıkları ve ay ışığı vardı sadece… İlerilerde bizim gibi kumlara uzanmış öpüşüp duran bir kaç çift vardı bir de… Her şey beni baştan çıkarmak için tasarlanmış gibiydi.

– “Hadi yüzelim..” dedim ve bir anda üzerimdeki ıslak elbiseyi çıkartıp dantel sütyenim ve tanga külodumla denize koştum. Erkan da pantolon ve gömleğini çıkarıp arkamdan geldi. Altındaki bokser şort mayo görevi görüyordu. Suda birbirimize şakalar yapmaya başladık.

Çok güzeldi her şey… Erkan kolumu yakalayıp başımdan bastırıp suya batırıyor çıkartıyordu. Çıkarken ona tutunuyordum. Vücutlarımız birbirine temas ediyordu. Erkan birden ciddileşti

– “Çok güzelsin Pelin…” dedi ve dudağıma bir öpücük kondurdu.

Dudaklarının temasıyla ürperdim. Tabi bu ürperişte, bana temas eden kaslı vücudunun, önünde hissettiğim ve bana baskı yapan sertliğin de etkisi vardı.

Ne yapacağımı şaşırdım. Kıyıya yüzmeye başladım dönüp, o da beni izledi. Sahile çıkıp kumlara uzandık. Yan gözle Erkan’ın baksırının önündeki kabarıklığı fark ettim. Kocamandı. Elimi tutup,

– “Güzel bir gece değil mi?” dedi. İçimi çekerek fısıltıyla,

– “Evet…” dedim.

– “Seni öptüğüm için kızmadın bana di mi? Öyle güzeldin ki dayanamadım, kendimi tutamadım.” Gözlerinin içine bakarak,

– “Yoo… Kızmadım…” dedim.

Öyle bir söyleyişim vardı ki bu iki kelimeyi, devam et diye yalvarıyordum sanki… O da devam etti. Ellerimi okşamaya başladı. Çekemiyordum ellerimi ve yukarılara çıkıp saçlarımı okşadı. Yan dönüp ensemden tuttu, kendine yaklaştırıp dudaklarımı öpmeye başladı. Öyle çok özlemiştim ki erkeğin öpüşünü, dudaklarını… Ben de karşılık vermeye başladım.

Elleriyle beni okşuyor, sütyenimin kancasını açmaya çalışıyordu. Biri görecek diye hiç merak etmiyorduk. Erkan sütyenimi cıkartıp göğüslerimi yalamaya başladı. Serin deniz suyundan, aldığım zevkten kabaran, tomurcuk gibi ürpermiş memelerimde sıcak dilini hissetmek bitiriyordu beni. Zevkten inliyordum.

Memelerimden sonra göbeğimi, oradan kasıklarımı ve amımı yalamaya başlaması harikaydı. Delirtiyordu beni… Sağa sola kıvranıyor, dudaklarının verdiği korkunç zevkle baş etmeye çalışıyordum.

– “Mımmmm… Tadın tuzlu ama çok güzel… Öpmeye doyamıyorum Pelin…”

Deniz suyuyla ıslanmış tangamın ağını kenara çekmiş, dilini penis gibi kullanıyor, beni mahvediyordu. Dayanamadım. Erkeksiz, seks yapmadan günlerin acısı bir anda çıktı. Orgazm olmaya başladım.

Islak saçlarından tutup kendime çekiyor, dilini daha derinlerime istiyordum. Dakikalar sürdü kasılmalarım… O hala bacaklarımın arasında, diliyle minik dokunuşlar atıyordu amıma… Neden sonra kasılmalarım bitti, nefes nefese serildim kumların üzerine… Ama bırakmadı beni,

– “Gel Pelin…” dedi. Sabırsızlıkla kenardaki ıslak elbisemi giydirdi. Kendisi de pantolon gömleği sırtına geçirip arabasına bindik, onun kendi evine gittik. Son sürat gidiyorduk boş yollarda… Heyecandan, yorgunluktan üstü açık arabasının deri koltuğuna yayılıp kalmıştım. Rüzgar saçlarımı kurutuyordu.

Evine geldik. Villa tipi, bahçe içinde güzel bir evdi. İçeriye girer girmez daha kapıda soydu beni… Kendisi de telaşla soyundu. İkimiz de çırılçıplak kaldık. Hayranlıkla birbirimize bakıyorduk. Bacaklarının arasında güzel bir erkeklik organı vardı. Eşimin siki bu kadar gösterişli değildi.

Elbiseleri makineye attı ve balkondaki bahçe salıncağında sevişmeye başladık. Ateşimi söndürecek bir erkekti Erkan… Çırılçıplak birbirimize sarılıyor, vahşice birbirimizin dudaklarını vakumluyorduk. Ellerimiz neresi denk gelirse hırsla okşuyordu vücutlarımızı…

Eğilip deminden beri her yerime değen taş kesilmiş erkekliğini yakaladım, ağzıma sokup yalamaya başladım. Yarısı zor giriyordu ağzıma… Erkan fazla dayanamadı ve hırsla saçlarımdan tutup kaldırdı, kucağına oturttu beni…
O kadar ıslanmama rağmen o muhteşem sik amıma zorla giriyordu.

Öyle uzun zaman olmuştu ki içime bir şey girmeyeli… Canım yanıyordu. Canım yandıkça acı acı inliyordum. O da bundan zevk alıyordu. Aldığım zevk o kadar çoğalmıştı ki… Amım onun kalın sikine iyice alışmış, ıslanmanın verdiği kolaylıkla girip çıkıyordu içime…

Harika sikiyordu beni ve buna ikimiz de dayanamadık. Bağıra bağıra aynı anda boşaldık. Spermlerinin sıcaklığını amımın içinde hissetmek harika bir duyguydu. Korunduğum için hamile kalma korkum yoktu. Kucağına yığılıp kaldım.

Neden sonra kendime gelip kalktım, banyoya gidip güzelce temizlendim. Erkan da geldi yanıma… Duşun altında, yanlardan ve üstümüzden akan ılık suyun altında duşla karışık sevişmeye başladık. Her yerimi yıkıyor ve yalıyordu.

Az önce boşalan aleti yine dimdikti. Eğilip diz çöktüm, güzel sikini yalamaya başladım. Sonra banyoda beni duvara yaslayıp bacaklarımı beline sarıp içime girdi. Alttan sikini sokup çıkarır, hoplata zıplata beni becerirken göğüslerimi ısırıyor, dudaklarımı emiyordu.

Ahh… Öyle harika bir şeydi ki bu… Zevkten kendimi kaybediyordum adeta… Yukarıdan dökülen suyun altında kıyasıya sevişmek… Bitiriyordu beni…

Yorulunca bıraktık. Kurulanmadan, üzerimizden sular aka aka banyodan çıkıp içeriye geçtik. Buzdolabından votka, enerji içecekleri çıkardı. Yatak odasına gittik. Çok geniş bir yatak odası, ortada çok geniş harika bir yatak vardı. Yatakta uzanıp dinlerken kadehlerimizdeki kokteyli yudumladık.

İkinci kadehler bittikten sonra her şey yeniden başladı… Sabah gün ağarana kadar her pozisyonda seviştik. Birbirimizi sömürdük, bitirdik adeta… En son sevişmemizden sonra Erkan,

– “Harikasın aşkım…” dedi. Bir banyo daha yaptık ve soğuk bir şeyler içtikten sonra elbiselerimi giyip otele bıraktı beni…

Elbiselerim kırışık vaziyette otele geldim. Resepsiyondan anahtarımı istedim. Resepsiyondaki görevli üzerime şöyle bir baktıktan sonra ifadesiz bir yüzle,

– “Odanıza bir şey ister misiniz hanımefendi?” dedi.

Saat sabahın altısı olmuştu ve karnım acıkmıştı. Doğrusu ne adamın bakışları, ne üstüm başım, hiç bir şey umurumda değildi. Yaşadığım muhteşem gecenin mahmurluğu yetiyordu bana.. Kahvaltı getirmelerini istedim.

Odama geçip üstümü çıkardım. Biraz sonra odamın kapısı çalındı. Oda servisi gelmişti. üzerimde havluyla kapıyı açtığımda garson kapıdaydı. Onu içeriye alıp banyoda üstüme hemen bir şeyler giydim. Kahvaltı tepsisini sehpanın üzerine yerleştiren garson,

– “Çok yorucu bir gece geçirmişsiniz anlaşılan…” dedi gülerek. Kızarak baktım önce… Ama baktım, yirmili yaşlarında, genç, sempatik, hoş bir çocuk, yumuşadım,

– “Evet…” dedim. Gecenin uykusuzluğu, vahşice sevişmenin verdiği hırpalanmışlık… Sanırım halimden belli oluyordu her şey…

– “Kahvaltıdan sonra isterseniz yorgunluğunuzu atmanız için otelimizin saunasına gidin. Hem masaj yaptırıp rahatlarsınız. Kimseler yok bu saatte, sakin, herkes uyuyor burada…” dedi.

Hoşuma gitmişti bu fikir… Garsonun tavsiyesine uyup saunaya indim. Üzerimi sarıp sunaya girdim ve uzandım. Güzelce bir ter attım. Sonra masaj odasına geçtim ve uzandım. İçeriye giren masör havluyu sırtımdan açtı. Masaj yağını vücudumda gezdirdi ve güzelce belimi bacaklarımı ovmaya başladı.

Bütün gece gerilen, kasılan kaslarım rahatlamaya başlamıştı. Çok güzeldi yaptığı masaj, elleri çok hafifti. Okşar gibi dolaşıyordu parmakları tenimde… Sırtım, omuzlarım, bacaklarım güzelce, yedire yedire ovalandı. Öyle güzeldi ki kendimi inlemekten alıkoyamıyordum. Sonra önüme geçmek için tutup beni döndürdüğünde bir de ne göreyim, o çocuk… Gülümseyerek,

– “Sen masör müsün, garson musun?” dedim

– “Aslında masörüm…” dedi ve bacaklarımı ovmaya başladı. Havluyu açmaya başladı. Çekindim önce bir an,

– “Utanmayın lütfen… Ben profesyonel masörüm, çekinmenize gerek yok…” dedi ve göğüslerimi açtı.

Yağdan kayganlaşan parmaklarıyla memelerimi yoğurmaya başladı. Oradan göbeğime, kalçalarıma indi. Ayağımın birini göğsüne dayayıp ayak parmaklarımı ovmaya başladı. Parmaklarımı kıtlatıyordu. Öteki ayağıma da aynısını yaptı.

Ayaklarımı bitirip yukarıya geçti ve boynumu, omuzlarımı ovmaya başladı. İki eliyle yağlayıp boynumdan indi, göğüslerimi ovmaya başladı. O da terlemişti ve üzerinde beline sarılı ince bir havlu vardı sadece…

Gencecik bir delikanlının karşısında çırılçıplaktım ve tahrik olmuştum. Parmakları kaygan vücudumda dolaştıkça hazdan bitiyordum. Amımın sulandığını, içinden sular aktığını hissediyordum. O da benimle aynı vaziyetteydi. Havlunun önü kabarmış, dikilmişti.

Başucuma gelip iki eliyle ensemden aşağı doğru uzandığında kabarıklık gözümün önündeydi. İyice eğilip de göğüslerimi öpmeye başlaması ispatlıyordu ki gerçekten cesaretli biriydi. Dudakları meme uçlarımı kaptığında inledim, kıvrandım.

Birden havluyu düşürdü belinden… Kalkmış siki yanaklarıma çarpıyordu.. Damarları parmak gibi kabarmıştı sikinin… Kocaman, mor renkli bir başı, dibine doğru genişleyen acaip bir kalınlığı vardı. Yanağımda gezinen sikini tuttum, ağzıma alıp yalamaya başladım.

O kadar çok okşamıştı ki beni o da hemen dayanamayıp bacaklarımın arasına geçti, bacaklarımı beline dolayıp amıma girdi ve sikmeye başladı.

Ortam öyle tahrik ediciydi ki, bütün gece sevişmeme rağmen yine orgazm olmaya başladım. Ama onun patlaması da gerçekten harikaydı. Bitmek bilmiyordu boşalması… Sonra amımdan çıkarmadan devam etti.

İnanamadım… Seviştiğimiz sürece beni iki kere boşaltmıştı ve o vaziyette gene amımı doldurmuştu. Artık sikişecek halim kalmamıştı. Genç erkeğimden izin istedim, güzelce yıkandım ve temizlendim. Saat dokuz olmuştu. Odama çıkıp giyindim ve Muğla yolunu tuttum.

Bir hafta boyunca sekse doydum. Gittiğim her ilde değişik erkeklerle ilişkiye girdim.

Şimdi artık perde yırtıldı. Bir erkekle sevişmeden durarak kendime, bedenime eziyet etmek istemiyorum ve buna izin vermiyorum. Ne zaman canım isterse dışarıya çıkıp vahşi bir hayvan gibi avımı arıyorum.

Bende bu beden, bu güzellik olduktan sonra her şey çok kolay…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir